Not: Bu bölüm, “Mutfak, Kimlik, Diplomasi: Türkiye’de Gastrodiplomasi” (Neslihan KUL, Tün Yayınları, 2019, Ankara) adlı kitabın 81-95’inci sayfalarından bir özettir.
Gastrodiplomasi, 20’nci yüzyılda iki kutuplu uluslararası politikada bir diplomasi yöntemi olarak kullanılan kültürel diplomaside yeni bir araç olarak ortaya çıkmıştır. Gastrodiplomasi kimliğin ve kültürün bir parçası olarak toplumların kendilerine özgü yeme-içme ve mutfak formlarını kamu diplomasisi alanına taşımaktadır. Böylece küreselleşme sürecinde kimlik ve kültürel unsurların belirginleşerek çatışma ve farklılıkların unsurları olarak kullanılageldiği bir ortamda, gastrodiplomasi farklılıkların bir araya gelme ve iletişim kurma aracı olarak görüldüğü en belirgin diplomasi alanlarından birisi haline gelmektedir.
Gastronomi ile diplomasi arasındaki ilişki geniş bir tarihi mirası barındırmaktadır. Devlet öncesi toplulukların iletişim ve etkileşiminde yemek başat aktörlerden biriydi. Yüzyıllar boyunca yiyecek ve baharat ve özellikle tuz gibi yiyecek çeşitleri ilişkiler inşa etmek veya ilişkileri güçlendirmek için ya değişim aracı ya da armağan olarak önemli ekonomik ve diplomatik misyonlarda kullanılmıştır.
Yakın zamana kadar, yiyeceklerin insanların karar verme sürecini nasıl etkilediği hususunda tam olarak bir uzlaşma bulunmamaktaydı. Bununla birlikte, yemek paylaşmanın, birlikte yemek yiyenler arasında daha olumlu (yakın) sosyal etkileşimlere neden olduğu (örneğin, çalışanlar ile patronları arasında veya ebeveynler ile çocukları arasında) ve daha az hiyerarşik hâkimiyet ve itaat gücü göstergelerinin görüldüğü açıkça belirtilmektedir. Başka bir deyişle, yemek sırasında birlikte vakit geçirme davranışının diğer zamanlara kıyasla arttığı görülmüştür. Ayrıca, birlikte yemek yerken gerçekleşen toplantılarda kişilerinin kendilerinin dile getirdiği pozitif ruh halinde de bir artış görüldüğü saptanmıştır.
Yemek yeme karar verme süreçlerini de olumlu yönde biçimlendirme özelliğine sahiptir. Diplomaside bir araç olarak mutfak ve yemeğin varlığı, söz konusu karar verme süreçlerinin birer öznesi olan yöneticilerin (karar vericilerin ve uygulayıcıların) bir araya gelmesine işaret ederken uluslararası politikadaki yapısal değişiklikler, özellikle diplomasinin kapalı kapılar ardında sürdürülen bir ilişki olmaktan çıkarak kamu düzeyinde gerçekleştirilmeye başlanması, yemeği ve mutfağı diplomasiye toplumsal iletişim ve etkileşim düzeyinde daha belirgin bir şekilde yerleştirmektedir. Diğer bir ifadeyle, uluslararası politikada karar vericilerle birlikte geniş halk kitlelerinin, sıradan toplulukların ve hatta sıradan bireylerin dahi belirleyici olabildiği bir dönemde, diplomaside birer araç olarak kültürel unsurlar öne çıkmaktadır. Yemek de sunduğu iletişim ve etkileşim imkânları itibariyle bu sürecin öne çıkan kültürel unsurudur.
Gastrodiplomasi kavramı, yiyeceklerin bir kültür alışverişi aracı olduğu ve bu nedenle bir kültürel diplomasi aracı olarak kullanılabileceği fikrini ifade etmektedir. Buna göre yiyecekleri çevreleyen tüm süreçler (örneğin sofranın hazırlanması, sunum vb.), ortak gerekçeler yaratmada ve farklı taraflar arasındaki anlayışı güçlendirmede yarar sağlayabilmektedir. Her ne kadar gastrodiplomasinin tek başına pozitif diplomatik çıktılar elde etmesi her daim çok mümkün olmasa da, bu diplomasi türü farklı tarafların aynı masada bulunmalarını sağlayan bir araç olarak ve diğer diplomatik ve politik önlemlerin tartışılabileceği ve uygulanabileceği bir nokta olarak kullanılabilir.
Gastrodiplomasi terimine ilişkin literatürde öne çıkan tanım ve yaklaşımlar ise şöyledir:
Paul Rockower’a göre, gastrodiplomasi, yabancı bir kültürü somut olarak tatma ve temas etme imkânı tanıyan ve kamu diplomasisinin bileşenleri olan kültürel diplomasi, mutfak diplomasisi ve ulus markalama biçimi olarak tanımlanabilmektedir (“Recipes For Gastrodiplomacy” Place Branding and Public Diplomacy. C:8. S:3. New York: Palgrave Macmillan. s.235-246: 235).
Ichijo ve Ranta’ya göre, gastrodiplomasi kültürlerinin, insanlarının, değerler ve ideallerinin çekicilik ve arzulanırlığını arttırmak için bir “yumuşak güç” kaynağı olarak devletlerin ulusal mutfaklarını kullanmalarına izin verir. (ICHIJO, A, RANTA, R, (2018). Yemek ve Ulusal Kimlik. ATASEVEN, E. (çev.) İstanbul: Ayrıntı Yayınları: 150).
Bir ulus devlet, yiyeceği kamu diplomasisi stratejisi ile birleştirmeye karar verdiğinde, ortaya çıkan sonuç gastrodiplomasidir (ZHANG, J. (2015). “The Foods of the Worlds: Mapping and Comparing Contemporary Gastrodiplomacy Campaigns”. International Journal of Communication. S:9 s.568-591: 568).
Gastrodiplomasi tatların ve kokuların çok çeşitli topluluklara ve insanlara iletildiği kamu diplomasisi alanında yeni ve dinamik bir tanıtım ve iletişim stratejisidir” (KARAOSMANOĞLU, D. (2017). Yemekle Devrialem Küreselleşme, Kimlik, Teknoloji. İstanbul: Kitap Yayınları. : 60)
Pham ise gastrodiplomasiyi “ülke yönetiminin ulusal mutfak mirasını, ulus markasının farkındalığı, ekonomik yatırım ve ticaretin teşviki ve de her gün sofralarda/ lokantalarda kamu diplomasisinin bir parçası olarak kültürel ve kişisel düzeyde tutması” olarak tanımlamaktadır (PHAM, M.J. (2013). “Food as Communication: A Case Study of South Korea's Gastrodiplomacy” Journal of International Service, American University Press. C:22 S:1. s.1-22.).
Alan’a göreyse gastrodiplomasi basit biçimde “ulusal mutfak aracılığıyla ülkeye ilişkin kültürel algıyı genişletmek, karşılıklı anlayışa katkıda bulunmak ve ülke markasını güçlendirmek” şeklinde tanımlanabilmektedir. Kamu diplomasisinin klişe mottosu “bizi tanımak, sevmektir” (to know us is to love us) gastrodiplomasiyle birlikte “bizi tatmak, sevmektir” (to taste us is to love us) şeklinde ifade edilebilmektedir (ALAN, G. A. (2016). “Diplomaside Özel Bir Alan: Gastrodiplomasi”. Kamu Diplomasisinde Yeni Yaklaşımlar ve Örnekler. SANCAR, G. A. (ed.) s. 109-128. İstanbul: Beta Yayınları. 114).
Gastrodiplomasi, kriz ya da felaket dönemlerinde gıda yardımı ve gıda yardımının kullanılmasını gerektiren gıda diplomasisine göre daha farklı bir kavramdır. Gıda diplomasisi (food diplomacy), bir ulusun kamu diplomasisi imajına yardımcı olsa da, kamu diplomasisi yoluyla kültür iletişimi istikameti olarak mutfağın “bütünsel” bir kullanımı değildir. Gastrodiplomasi veya daha duygusal olarak ifade etmek gerekirse “mide yoluyla kalpleri ve zihinleri kazanma sanatı”, kültürel diplomasiye dair çağdaş bir yaklaşımdır ve bir ülkenin kültürel mirasını yiyeceklerle paylaşma uygulamasına dâhildir. Bu bağlamda, gıda, duygusal bir bağ oluşturmak için yumuşak güç aracı olarak kullanılmaktadır.
Yine gastrodiplomasi kavramı, mutfak diplomasisi (culinary diplomacy) kavramından farklılık ihtiva etmektedir. Rockower’a göre mutfak diplomasisi, yiyeceğin protokol adına diplomatik amaçlarla kullanımını nitelendirmektedir. Başka bir deyişle mutfak diplomasisi, devlet başkanları, büyükelçiler ve diğer üst düzey görevlilerin ziyaretleri gibi resmi diplomatik görevlerde resmi diplomasiyi geliştirmek için bir araç olarak mutfağı kullanmaktır. Mutfak diplomasisi, ziyaret eden üst düzey yetkilileri meşgul etmek için yiyecek ve yemek deneyimlerini kullanarak ilişkileri güçlendirerek ikili ilişkileri artırmayı amaçlamaktadır. Gastrodiplomasinin amacı ise daha ‘genel’dir.
Sonuç olarak, gastronomi pek çok tehdit ve aynı zamanda fırsatlarıyla diplomasi alanına giriş yapmıştır. Sadece bir öğe olarak değil, diplomasinin yürütüldüğü bir zaman ve mekân dilimi olarak da gastronomi, gastrodiplomasi adıyla diplomasinin vazgeçilmez bir unsuru haline gelmektedir. Kamu diplomasinin bir alt alanı olarak gastrodiplomasi, diplomasiyi geniş halk kitleleri nezdinde görünür kılmakta ve hatta onları da tek tek sürece dahil etmektedir. Gastrodiplomasi bu haliyle 21’inci yüzyılda teknolojik gelişmelere bağlı olarak şekillenen kamu diplomasisi tanımından ayrışmakta, daha uzun vadede ve fakat daha kesin sonuçlar doğurabilecek “yüz yüze bir diplomasi” alanına işaret etmektedir.
Telif Hakkı © 2021 gastrodiplomasi - Tüm Hakları Saklıdır.
~ İçerikler kişiseldir. Hiçbir kurum veya kuruluşun resmi görüşünü yansıtmamaktadır. ~
Web sitesi trafiğini analiz etmek ve web sitesi deneyiminizi optimize etmek amacıyla çerezler kullanıyoruz. Çerez kullanımımızı kabul ettiğinizde, verileriniz tüm diğer kullanıcı verileriyle birlikte derlenir.